Manpower Group Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, iş hayatına katılımdan, kariyerde ilerlemeye kadar ön yargılarla savaşan kadınların bulundukları ortama dengeli ve sürdürülebilir değer kattığını belirtti. Narlı özellikle kriz zamanlarındaki yaklaşımlarıyla hayat kurtaran kadınların kendi öykülerini yazması gerektiğini ifade etti.
Manpower çalışma dünyasının dinamik koşulları karşısında yenilikçi işgücü çözümlerini 80 ülkede kurumların hizmetine sunan küresel bir marka. Liyakat sahibi çalışanlarla kurumları buluşturan Manpower Group’un Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı ile kadınların istihdamı, liderlik rollerinde temsili konularını ele aldık.
Kadınların istihdamında ve yönetici olmalarında önyargılar nelerdir?
Kadın istihdamının önündeki en büyük engel önyargılar. Türkiye’de kadınlarımız, iş hayatında maddi açıdan güçlenseler de kalıplaşmış bakış açıları sebebiyle iş yerindeki pozisyonlarını koruyabilmek için daha çok çaba gösterirken, gelir eşitsizliği, ev-iş dengesizliği, camtavan boyutlarında zorluklarla karşılaşıyorlar. Yönetici ve karar verici pozisyonlarda da yeterince yer alamıyorlar.
Yapılan bir araştırmaya göre, kadın çalışanların yüzde 36’sının kendi uzmanlık alanlarındaki muhakeme ve görüşleri sorgulanıyor; yüzde 31’i yetkinliklerini kanıtlarken erkeklere göre daha fazla çaba sarf etmeleri talebiyle karşılaşıyor ve genellikle terfi alma ihtimali daha düşük olan görevler teklif ediliyor.
Yüzde 35’lik kadın yönetici ortalamasıyla 29 ülke arasında 12. sırada olan Türkiye, Almanya ve Kanada’nın gerisinde; İngiltere, Fransa ve Amerika’nın üzerinde yer alıyor. Grant Thornton’un araştırmasına Türkiye’den katılan şirketler, “Şirketinizde üst yönetimdeki kadınlar hangi pozisyonlarda bulunuyor?” sorusuna yüzde 44 insan kaynakları, yüzde 39 CFO, yüzde 34 ise CEO/Yönetici Ortak cevabını veriyor.
Ülkemizde son yıllarda yapılan cinsiyet eşitliğini destekleyici, kadınlarımızın yetkinliklerini güçlendirmeye yönelik sosyal sorumluk projeleri ve dernek faaliyetleri sadece belli bir kesimin sorumluluğu olmamalı; herkes bu konuda üzerine düşeni yapmalı.
ENGELLERE RAĞMEN YARATILAN FARK
Kadın yönetici olmak şirket içinde nasıl bir fark yaratıyor?
Kadın yöneticiler, şirketlerin daha duyarlı ve iletişime önem veren bir yapıda olmasını sağlıyor. Kadınların her zaman daha planlı ve aynı anda pek çok işi yapabilme kabiliyetlerini gözlemledim.
Bir kadın yönetici olarak kadın-erkek ayrımına inanmasam da, çalışanların motivasyonu ve ihtiyaçları konusunda kadın yöneticilerin daha hassas ve yaratıcı olduğunu söyleyebilirim. Empati yeteneğimiz, dayanıklılığımız, adaptasyon yeteneğimiz, sezgilerimiz ve optimist bakış açımızla çalışanlarımızla daha güçlü bir bağ, ortaklarımızla daha sürdürülebilir ve dengeli iş ilişkileri kurabiliyoruz.
Yönetim tarafındaki çeşitliliğin, farklı fikirlerin oluşmasına imkân tanırken eş zamanlı verilecek kararların niteliğini de artıracağını düşünüyorum. İş dünyasında ve siyasette engellerle karşılaşan kadınlar, isabetli kararları ve başarılı çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Özellikle kriz zamanlarında kadınların durumu ele alış biçimleri ve stratejik yaklaşımları hayat kurtarıyor.
Geleceğin yönetici adayı olan kadınlara önerileriniz nelerdir?
Öncelikle kendilerine inanmalarını, hayallerinin olması ve erken yaştan itibaren kendi öykülerini yazmalarını öneririm. İş hayatındaki zorlukları, işlerinin bir parçası olarak görerek, yılmadan hedefleri doğrultusunda yollarına devam etmeliler.
Her zaman yenilikçi ve öğrenmeye açık olmalı, doğru analiz ve karar alma yetkinliklerini geliştirmeliler. En önemlisi hayatları boyunca her seviyede doğru iletişimi yönetebilecek şekilde kendilerini geliştirmeliler.