Portföylerini iklim senaryosu analiz aracı Paris Uyumlu Sermaye Geçişi Değerlendirmesi (PACTA) ile uyumlu hale getirdiklerini ifade eden Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcı Ebru Dildar Edin, “Sadece finansman desteği sağlayarak değil, bu geçiş sürecinde danışmanlık hizmetlerimizi de müşterilerimize ulaştırmayı hedefliyoruz.” dedi.
Garanti BBVA, bu yıl Endonezya’da düzenlenecek olan G20 Zirvesi kapsamında yıl boyunca planlanan tematik alt çalışma grubu toplantılarından G20 Sürdürülebilir Finans Yuvarlak Masa Toplantısı’na katıldı.
Toplantıda yeşil ve sürdürülebilir finans piyasasının son yıllarda hızlı büyümesi, kamu ve özel sektör iş birliği ve net sıfır hedeflerinin özel sektör tarafındaki aksiyonları ele alındı.
Ayrıca, iklim değişikliğine dirençli bir ekonomiye geçişi desteklemek için finansmanı artırmada özel sektör deneyiminden nasıl yararlanılabileceği ile düzenli, adil ve uygun fiyatlı bir ortamı teşvik edecek mekanizmalar değerlendirildi.
G20 Sürdürülebilir Finans Çalışma Grubu Yuvarlak Masa Toplantısı'nda Türkiye'yi temsil eden Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin de, Dönüşüm Finansmanı için Çerçeve Geliştirme panelinde Garanti BBVA’nın sürdürülebilir finans çalışmalarını uluslararası karar vericilere iyi örnek olarak aktardı.
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcı Ebru Dildar Edin, Garanti BBVA olarak, müşterilerinin sürdürülebilir dönüşüm yolculuğuna yardımcı olmak için kendilerini geliştirmeye odaklanarak birçok yenilikçi ve öncü uygulamayı hayata geçirdiklerini söyledi.
Türkiye’den Net Zero Banking Alliance’a katılan ilk banka olarak taahhütlerini hayata geçirmek için, portföylerini iklim senaryosu analiz aracı Paris Uyumlu Sermaye Geçişi Değerlendirmesi (PACTA) ile uyumlu hale getirdiklerini ifade eden Ebru Dildar Edin, şunları dile getirdi:
"Bu kapsamda portföyümüzün karbon yoğun sektörler riskini yönetmek amacıyla, kıyaslama senaryolarını, mevcut durum ölçümlerini ve 2030 yılına kadar karbondan arındırma hedefini kullanarak, enerji, otomotiv, demir-çelik ve çimento için sektörlere özel eşikler belirleyeceğiz. Sürdürülebilir finans ürünlerimizi ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirmek ve geliştirmek üzere Türkiye’nin risk ve fırsatlarını, Yenilenebilir Enerji Potansiyeli, Enerji Verimliliği, Elektrikli Araçlar, AB Yeşil Mutabakat Uyumu, Döngüsel Ekonomi, Sosyal Kapsayıcılık ve Tarım olarak kategorize ettik.“
AB Yeşil Mutabakat sürecinde Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması önerisine göre, kısa vadede en büyük etkinin alüminyum, demir-çelik, çimento gibi enerji yoğun sektörler üzerinde olacağına işaret eden Edin, şöyle devam etti:
“Türkiye, küresel değer zincirlerinde bu sektörler için önemli bir üretim üssü. Ticareti düzenleyen bu yeşil geçiş sürecinde, başta KOBİ’ler olmak üzere, müşterilerimizin kapsamlı bir desteğe ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz ve KOBİ’lerin düşük karbonlu enerjiye geçişini desteklemek için özel ürünler geliştirdik. Sadece finansman desteği sağlayarak değil, bu geçiş sürecinde danışmanlık hizmetlerimizi de müşterilerimize ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için de yenilikçi ve kapsayıcı sürdürülebilir finans ürünleri oluşturmaya, yenilenebilir enerji finansmanını teşvik etmeye ve yakın gelecekte sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler gibi, herkes için geçerli finansman mekanizmalarını uygulamaya devam edeceğiz."